YERYÜZÜNDEKİ CENNET EL HAMRA SARAYI..
islam medeniyetini en iyi temsil eden mimari yapılardan biridir.
Burası İspanya'nın Granada (Gırnata) şehrinin merkezi. Endülüs Emevileri'nin en büyük ve en güzel eseri El Hamra Sarayı, zamanın yıpratıcılığına tüm ihtişamıyla direniyor. Doğa ile olağanüstü uyumu ve şiir gibi işlemeleriyle bu kırmızı saray için, "dünya üzerindeki cennet" demek hiç de abartı sayılmaz.
Mütevazi boyutlarda yapılmış giriş kapıları ve binaların üzerinde bulunan ince işlemeler, İspanyol sanatını da derinden etkilemiş. Girişin iki yanında görülebilecek su yolları, Müslüman medeniyetinde "su"yun önemini vurgular nitelikte. Doğal görünümü bozmadan şekillendirilmiş ağaçlar, efsanevi "Babil'in asma bahçeleri"ni akla getiriyor. Saray, belki gezmeyi kolaylaştırmak için turistik amaçlarla, belki de yapım aşamalarına göre bölümlere ayrılmış. Saraya girdikten sonra karşımıza çıkan ilk bölüm "Medine". Sarayın kapsadığı alan içinde İspanyollar'ın yaptıkları binalar da bulunuyor. V. Carlos zamanında yaptırılan saray ve Amerika'nın İspanya büyükelçisi Washington Irvin'in kaldığı bölümler özenle korunmuş. Endülüs Emevileri'nin İspanya'dan sürülmeleri ya da daha doğru ifadeyle katledilmelerine rastlayan dönemde, sarayın ilk yapılarının ağır hasar gördüğü ve bir kısmının yok edildiği biliniyor. Granada şehrini ayağınıza seren muhteşem manzara ise, sarayın her köşesinden farklı açılarla seyredilebiliniyor.
Sarayın en önemli bölümlerinden biri olan Generalife, yani Cennet'ül Arif, bir yazlık saray olarak Endülüs hükümdarı 2. Muhammed tarafından yaptırılmıştır. Nakış gibi santim santim işlenmiş işlemeleri ve harika bahçeleriyle bu bölüm, "kırmızı saray" El Hamra'nın en sembolik yerlerinden biri sayılmaktadır. Saray ya da külliyenin içinde bulunan havuz ve hamamlar, adeta su ve medeniyet kombinasyonuna ev sahipliği yapıyor.
El Hamra kompleksinin içinde ayrı bir bölüm olan (ve ayrı biletle girilen) Nusred sarayları ise, Endülüs Devleti'nin yönetim merkezi olarak kullanılmıştır. Elçiler Salonu ve Aslanlı Avlu gibi bölümleri günümüze ulaşan yapının, pek çok bölümünün de İspanyollar tarafından yok edildiği bilinmektedir. Sarayın bu bölümlerinde, yeryüzünün en ince işçiliklerinden biri görülür. Aynı zamanda İslam sanatının da en harika örnekleridir.
Endülüs özerk bölgesinin en çok turist çeken şehri Granada, festival zamanı her milletten insanla dolup taşıyor. Şehrin merkezinde konumlanan tepe üzerine kurulu El Hamra'yı gezmek için, günler öncesinden bilet almak gerekebiliyor. Paskalya bayramındaki haftaya denk gelen bir ziyarette, İspanyollar'ın geleneksel Semana Santa (Kutsal Hafta) törenlerine tanık olmak mümkün. Hıristiyan inancına göre İsa'nın yeniden dirilişine denk gelen haftada, yerel dini temsiller sokaklara taşıyor. El Hamra'nın içinde de yapılan geçit töreninin birinde, sembolik öneme sahip kıyafetler giymiş katılımcıların, gruplar halinde Hıristiyan dinine ait sahneleri temsil ederek müzik eşliğinde yürüdüğü görülüyor. Bando ekibi gibi giyinmiş yaya orkestra, mavi ve kırmızı başlıklar giymiş kilise görevlilerinin önünde, alaya öncülük ediyor. Arkadan gelen siyah kıyafetler giymiş ve dantelli başlıklar takmış "yas tutan kadınlar", arkadan gelen çarmıha gerilmiş İsa heykelinin önünde yürüyor. Yerli ve yabancı halkın yoğun ilgi gösterdiği bu törenler, özellikle Endülüs olmak üzere, İspanya'nın pek çok yerinde bir hafta boyunca sürüyor. Müslümanlar tarafından yapılmış ve Hıristiyanlar tarafından (iyi kötü) korunmuş El Hamra sarayındaki bu temsil, dini ve kültürel olarak da ilginç bir ambiyans oluşturmaktadır.
granada şehir görünümü
Yorumlar