Kayıtlar

HAYAT!!! GÜZEL mi?-TATLI mı?- ACI mı?

Resim
    Ben gerçekten bunun cevabını bilmiyorum..bazen kaldırılamayacak kadar acı ve zor görünürken bazen inanılmayacak kadar tatlı nasıl olur??? Olumlu bakış açısına inanıyorum..ben hayatı tanımlamakta zorlanıyorum.naçizane şu sözler takılıyor dilime...çaresiz onlara kulak veriyorum..  "hayat çatlak bir bardağa benzer, içsende içmesende tükenir." ".hayat yaşla değil yaşamakla anlaşılır" "hayat bilmecedir, çözene gündüz, çözemeyene gece.." "hayat bir oyun mu bir savaş mı  fazla ciddiye almayın hayatı nasılsa içinden çıkamayacaksınız."...    Gördüğünüz gibi... anlaşılması kolay değil, yaşanması zor, savaşlar ve oyunlar barındıran, bazen tatlı bir çilek kokusu, bazen yukarıdaki resimler de betimlendiği şekilde gri ve flu, tıpkı kapkara bir üzüm tanesi gibi gelebilir ama hepsi gerekli ve lezzetli...herşey bir yana tek gerçek olan ise yaşasakta, yaşamasakta tükenip gittiği....    Sabah uğrunda ölecek bir hayalin varsa …saat ku

MUTLULUK...Neden daha mutlu değiliz???

Resim
    Dünya, son 500 yıl baş döndürücü devrimlere sahne oldu, ekonomi baş döndürücü şekilde büyüdü, insanlık masallarda anlatılan zenginliklere ulaştı, bilim sanayi hayatımıza bir çok kolaylık sağladı...toplumsal düzen, adalet, psikoloji...insanlar bir çok konuda büyük dönüşüm yaşadı...     Daha mı mutluyuz??????? tüm bu zenginlikler mutluluk anlamına mı geliyor...bilişim sektöründeki gelişmeler dünyayı daha anlamlı ve kolay bir hale getirdi..peki daha mı mutluyuz...para, yazı, buhar, teknoloji daha mutlu olamayacaksak tüm bu gelişmeler neden oldu...     Ciddi bir araştırma, ekonomik gelişmelerin insanları daha mutlu edeceğine yönelik ama sonuçlar daha mutlu değiliz??       Günümüzde tavırlar, beceriler, eğilimler, yeni yaşam anlayışları gelişti ama hala mutlu değiliz??     Şimdiye kadar mutluluk, insanların sağlık, gıda, zenginlik gibi fiziksel koşullarının ürünü olarak düşünüldü.Kimisi ahlaki ve ruhsal nedenlerin mutlu edeceğine inandı..kimisi zenginliğin mutlul

YEME BAĞIMLILIĞI- NASIL YENİLİR???

Resim
      Üç tip yeme bozukluğu bulunmaktadır.İlki ilk oturuşta ve kısa sürede aşırı miktarda yeme, ikincisi "Anoreksiya Bulimia" (yediğini kusarak çıkarma, ) Üçüncüsü " Anoreksiya Nevroza" (hiç birşey yememe!!!)     Vücudun yağ depolaması esasında evrimle izah edilebilecek bir durum olup, hayatta kalmamızı sağlayan bir  mekanizmadır.Gıdaya bu kadar kolay ulaşılamayan yıllarda, çağlarda yenilen gıda, yağ olarak depolanarak, gıda bulunamayan zamanlarda harcanmak üzere enerji için biriktiriliyordu. Bu açlığa karşı vücudun bir savunma sistemi idi.Fakat bu mekanizma gıdanın yaygınlığı ve gıdaya ulaşımın kolaylaştığı çağımızda insanoğlunun karşısına bir problem olarak çıkmaktadır.        İştahın, yani yemek yeme güdüsünün bir çok mekanizması vardır.Normal şartlarda aç kalındığı zaman kan şekeri düşer ve beyinde yemek yeme ile ilgili refleks ortaya çıkar ve bir şeyler mideye indirme hissi uyarılır.      Hayvanlarda, yemek borusu ile mide bağlantısının

HOMOSEKSÜELLİK (EŞCİNSELLİK)-BİSEKSÜELLİK-HETEROSEKSÜELLİK- Erkek ve Dişi farklılıkları

Resim
      Heteroseksüe l : karşı cinse ilgi duyma normal cinsel işlevi ifade eder. Farlı anlamına gelen Yunanca "cinsiyet"ile latince "sex" kelimelerinden türemiş olup, doğal yoldan üremeyi ifade eder.              Biseksüel :her iki cinsiyetten olan insanlara karşı cinsel ilgi duyma, onlarla duygusal ve cinsel ilişkiye girme potansiyeli  olarak tanımlanır. Biseksüeller hem kadınlar hem de erkelerle birlikte olurlar.     Homoseksüellik: A ynı cinsten olan kişilerle cinsel ilişki kurmay ifade eder.Homoseksüel olan kadnsa kadınlarla, erkekse erkeklerle ilişkiye girer.Eşcinsel kadınlara "lezbiyen", eşcinsel erkeklere "gay" kavram kullanılır. "Gay" hem erkek, hem kadn eşcinselleri tanımlayan uluslararası kavramdır ve Fransızca "gai" kökünden gelmektedir. "gay" tabiri 1960 lı yıllardan itibaren erkek eşcinseller için kullanılmaya başlanmş olup, neşeli, umursamaz vs. anlamlarına gelmektedir."lezbiyen" k

EŞ SEÇİMİ VE ALDATMA-neden aldatılır-neden aldatır

Resim
      İnsanlar hayatları boyunca beraber olacağı insanı seçer...Bu seçim bazen kendi seçiminiz, bazen başkalarının seçimi olarak cereyan eder. Her ne olursa olsun beraber yaşanılacak zamanı en güzel, sağlıklı ve doyurucu yaşamak için doğru insanla beraber olmak gerekir. Tabiki öyledir ancak,  bu okadar kolay bir seçim değildir. Çoğu zaman ciddi yanılgılar ve travmalar yaşamamıza neden olur. bazen de havalara uçuracak kadar çok güzel yaşanır. dünyanın en zor şeyidir evlilik. iki farklı beden ve ruhun aynı yere hapsolması, aynı zorunlulukları yaşamak zorunda kalmaları..yada  büyüleyici bir şölene dönüştürmek ..ikisi de mümkün Şu bir gerçek ki mükemmeli siz yaratabilirsiniz. asla başkaları değil..en başta iki kişininde yapıcı ve olumlu olması gerekl iliği asla unutulmamalı...!!!!!.     Şimdi eşimizi seçmede nasıl ve ne gibi bir yol izleriz, genetik yapımız, hrmonlarımız nasıl çalışır..nasıl karar veririz. onun üzerinde duracağım.hayvanlardaki eş seçimi ni de  örnekleyerek

KİŞİLİK BOZUKLUĞU """PSİKOPAT""""SOSYOPAT""""

Resim
NOT I AM CRAZY.I AM PSYCHOPATH.......     Üzerine var olan bir tanımı olmasada genellikle" Sosyopat" yada "antisosyal Kişilik Bozukluğu"  olarak tanımlanabilir. Toplumsal normlara uyum göstermediklerinden, yazılı kurallarla başı her zaman derde girer.Madde kullanan, sürekli kavga eden, kendine ve çevresine zarar veren kişiler bu tanım çerçevesindedir....     Normal birey ile psikopat birine, yaralı bir insan resmi gösterilmiş, Normal kişi beyninde empati yeteneği gösteren prefrontal korteks ile korku bölgesi olan AMİGDALA nın aktif olduğu, psikopat beyninde ise resme hiç bir tepki göstermedikleri ve beynin hiç bir bölgesinin aktif olmadığı görülmüştür.... Psikopatlar, bir tür beyin körlüğü ile malüldürler..   Bir soru PSİKOPAT OLMAK BİR SONUÇ MU???NEDEN Mİ?  psikopat olmak bir SONUÇTUR...    İkinci soru: SUÇLU OLUNUR MU? SUÇLU DOĞULUR MU?         Suça eğilimin genetik olduğu gerçek, ancak beynimizde bulunan MAO adlı enzim. seratonin, do

BAĞIMLILARIN HİKAYELERİ

Resim
             Bugün sadece spontan bir şekilde yazmaya karar verdim..Ben Üsküdar Üniversitesinde "Bağımlılık Danışmanlığı ve Rehabilitasyon"  yüksek lisansı okuyorum.Bu bölümü tercih etme nedenim,  beyinsel fizyoloji, beyinsel aktivite, psikoloji, fizyoloji, nörobiyolojiyi  sevmem en büyük neden  olmuştur. İyi kide seçmişim çünkü bu bölümü okurken çok zevk aldım. beynimizin içindeki ayrı o muazzam dünya beni çok daha fazla etkiledi.Daha fazla içine girmeme, daha fazla bu konuya kafa yormama neden oldu. Beyni ilgilendiren herşey çok etkileyici.      Sizinle paylaşmak istediğim şey; madde kullanan kişiler,  normalin dışında, normalin dışında diyorum belkide bizim yaşadığımız bir çok şeyi yaşarken nöral dirençlerine yenilmelerinden dolayı normalin dışında tabirini kullanıyorum,  normal insanların aksine yaşadıkları ile çok fazla mücadele edemediklerinden madde kullanımına yönelmeleridir. Mücadele edecek, hayır diyecek durumları kalmadığı için bunu kullandıklarına şahit