BAĞIMLILIK mı??-OBSESYON mu???


  Bağımlılık her türü sıkıntılıdır ve bir hastalıktır...bir kadına, bir erkeğe, bir maddeye, bir makineye...olan tutkular...bağımlılık olarak adlandırılır....

   Her tür bağımlılık bir tür obsesyondur.yani takıntı  olarak adlandırdığımız bir durum..bağımlılıktan doğan obsesyonların giderimi "kompülsif" bozuklukları doğurur.Yani her bağımlı aynı zamanda obsesif-kompülsif bozukluk sahibidir.
      
     Bağımlılık yapıcı maddelerin sürekli kullanımı neticesinde hazzın ortaya çıktığı ve frontal kortekste anlamlandırılmasının ardından, deyim yerindeyse suni bir yol oluşur ve bağımlı kişi maddeyi kullanmasa dahi maddeyi çağrıştıracak cismin varlığı, o maddeyi hayal etmesi ile madde kullanımı esnasında aldığı hazzı yaşamaya başlar.Bu haz yeterli, gelmez ve bu hazzı elde etmek için maddenin kendisini arar.

    Bunun haricinde insan beyninin, daha önce deneyimlediği hazları yeniden bir arada hissetme eğilimi vardır.örneğin kahvenin yanında sigara içmek, aynı zamanda maç izlemek böyle bir toplu hedoniye beyin dopamin ve endorfin salgılayarak  hazzı maksimuma çıkarır..hazzı tetikleyen maddenin yoksun luğunun oluşturduğu anksiyete ve maddeye yeniden erişim için beliren obsesyon, kompulsif bir eylemi  yani "maddenin teminini" tetikler.Sigara bağımlısı yeniden sigara içme obsesyonunu yeniden sigara içme gibi "kompülsif" bir davranış haline getirir.Kokain bağımlıları, beyaz olan bir nesne ile oynayarak obsesyonlarını yatıştırmaya çalışır. (burada kokain içme isteği obsesyon, beyaz nesnelerle oynama "kompülsif" davranış olarak adlandırılıyor.

    Daha önce yazdığım gibi beyinde salgılanan nörotransmitterlerden biri olan haz duygumuzu tetikleyen, alevlendiren bir kimyasal olan dopamin; aynı zamanda bizi hazza götürecek bu eylemi yeniden yeniden yapma davranışını tetikler. Yani "dopamin" aynı zamanda "obsesyonun" ta kendisidir. bağımlı bireyin beyninde madde kullanımı ile ilgili yoğun bir şekilde dopamin ve endorfin salgılanır.yoksunluk durumunda bu transmitterlerin beyindeki yoğunluğu azalır. fakat dopamin reseptörlerinin sayısı artar.Madde kullanımında uzun süreçte  tolerans gelişerek, bir tür bağışıklık oluşur. yoksunluk halinde tolerans ortadan kalkar ve reseptörler tolanarak eski haline gelir. bu nedenle sabah uyandığımızda içilen sigaranın etkisi tüm gün içilen sigaradan daha fazladır.

  Yoksunluk halinde reseptörlerin deyim yerindeyse "refresh" olması yani eski haline dönmesi, belirli bir aradan sonra alınan ilk dozun hazzının diğer dozlara göre yüksek olması hali morfin ve eroin bağımlıları söz konusu olduğunda son derece tehlikeli bir hal alır. madde kullanımı ile artan tolerans etkisi, bireyin giderek daha fazla madde kullanmasına neden olur.Eroin bağımlısı birey yoksunluk dönemine girip de reseptörleri eski haline döndüğünde, madde kullandığı ve reseptörlerin eski haline döndüğünde, yani maddeyi bıraktığı dönem ki doza tekrar döndüğünde solunum ve kalbin durması ile hayatının kaybına neden olacaktır.halk arasında "altın vuruş" olarak tanımlanan olay bu şekilde ortaya çıkmaktadır. Kısacası eroin bağımlılarında madde kullanımı bırakıldıktan sonra tekrar aynı doz eroin almak kişiyi öldürür..Unutmayalım tüm madde bağımlılıkları ÖLÜMCÜLDÜR::::Lütfen uzak duralım...
   
    

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dansın Tarihçesi, Türklerde Dans Kültürü ve Dans Türleri... Vals..Tango..Çarliston..ve diğerleri

HOMOSEKSÜELLİK (EŞCİNSELLİK)-BİSEKSÜELLİK-HETEROSEKSÜELLİK- Erkek ve Dişi farklılıkları

Endülüs Emevîleri zamanında İspanya’nın Kurtuba (Cordoba) şehrinde yaptırılan muhteşem CORDOBA cami.