Çağın hastalığı ANKSİYETE- DEPRESYON..Nasıl önlenir?



   "Her insan kendi beyninin heykeltraşıdır"
    Depresyon, haz verici aktivitelerin en az 15 gün boyunca azalması, hayattan zevk almama hali olarak tanımlanabilir. Depresyon erkeklere göre kadınlarda daha sık görülmektedir.Evli kadınlarda bekar kadınlardan daha fazla görülürken evli erkelerde  daha az depresyon görülmektedir.

     İnsanlar üzülebilir, hayattan vazgeçebilir, ruhsal dalgalanmalar yaşayabilir, kendini telkin ederek tedavi edebilir ve normal hayatına dönebilir.
    Kişi, hayatın rutin seyri içinde karşılaşılan olumsuz durumlarla başedecek, iç görü gösterebilecek potansiyeli sayesinde, bu durumun getirdiği ahlaki sorumluluğu hissederek bu ruhsal durumdan kolaylıkla kurtulabilir. Depresyondan çıkmak nöral faaliyet artımı sonucunda olabilecek bir durumdur. Ben kimim, neyim, ne yapmalıyım, evrendeki yerim ne, nasıl yapmalıyım, kendimi iyi etmeliyim gibi sorulara mantıklı yanıtlar vermeyi, çözüm bulmayı becerebilmek yine beynin sahip olduğu nöral kapasite ile mümkündür. mesela bugün girdiğimiz depresyonun ve depresyon neticesinde uzak kaldığımız hayatımızın, yapamadıklarımızın gelecekte yükleyeceği maliyetler konusunda bilincimizi ikna etmeliyiz. Siz günde belli sayı üzerinde  içtiğiniz kahvenin zararlı olduğunu, sigara içmenin KOAH olma ihtimalini çok arttırdığını bilerek içmeye devam ettiğinizde bu bir dorsolateral prefrontal korteksindeki sinaptik yoğunluğu azaltacaktır.

     "bazı kişilerde dorsolateral prefrontal korteksindeki sinaptik yoğunluk olması gerektiği gibiyken bazılarında neden düşüktür.?
       Burada kahve tüketmenin kısa vadede verdiği hazzın uzun vadede size verdiği zararın yanında çok küçük kaldığını hesap etmeniz ve doğruya yönelmeniz beyinde ki sinaptik yolların genişlemesi ile  mümkün.müzik yapmak, sanatla ilgilenmek, okumak, yazmak, çizmek, yabancı dil öğrenmek sadece bir hobi değil, sizin beyninizi geliştiren sizi daha zeki yapan faaliyetlerdir.bu entellektüel insanların madde bağımlısı olmadığı anlamına gelmez tabiki. Ancak sosyo-kültürel seviyesi ile entellektüel seviyesi yüksek kişilerde dopamin reseptörleri fazla olduğundan doyum yüksek oluyor, hayat onlar için sadece haz dan ibaret değildir.o yüzden bağımlılık daha az miktarda görülüyor.

     Aslında tüm psikolojik rahatsızlıkların nedeni prefrontal korteks yetersizliği olarak açıklamak mümkün.bu nedenle frontal korteksin geliştirilmesi esastır. Geliştirmek, müzik dinlemek, kitap okumak, resim yapmak, yüzmek, sinemaya gitmek, sanatsal ve sosyal aktivitelere katılmaktan geçmektedir. Eğer bunu yapmazsak prefrontal korteks anksiyeteniz daha büyük anksiyete üretecektir.beyninizdeki anksiyeteyi söndürecek nöronlar yerine, anksiyeteyi tetikleyecek nöronlar çoğalacaktır. Amigdala( korku ve kaygı merkezi) dediğimiz merkez ansiyetenin yersiz olduğu konusunda ikna edecek bir patrondan yoksun kalacak ve anksiyete, tekrar anksiyete döngüsünü tetikleyecektir.
   Yapılan bazı araştırmalar kaygıları yok, hayat amaçları net olduğundan Budist rahiplerde anksiyetenin hemen hiç görülmediğini göstermektedir.

    Daha çok iş yapmak için uykusuz kalmak, zayıflamak için aç kalmak, az yemek yemek, aşırı egzersiz yapmak; beyin ve vücut için anksiyete nedenidir. 

     Endüstriyel hayat ta depresyonu tetikleyen bir süreç oluşturur. Şehir hayatı sosyal hayatı ve paylaşımı azaltığından kalabalıkların arasında yanlızlaşan, dostlukların olmadığı bir çevre içinde yaşamak zorunda kalmak ta anksiyete nedeni olmaktadır. Bu tür bir hayat beyindeki nöral ağı dejenere ederek bilişsel hasara yol açarak bireyi depresyona yeni tür stres kaynaklarına sürükler.

   Sonuç olarak, entellektüel iç görüye sahip olmayan insanlar başlarına bir bela aldıklarında depresyon kaçınılmaz olarak görülmekte, stres, inflamasyon genlerini aktif hale getirdiğinden, ileri derecede bitkinlik, bezginlik, yorgunluk, kortizolün azalmasına bağlı bağışıklık sisteminin zayıflaması ile başta depresyon ile daha ağır bir çok hastalık oluşma nedeni olabilmektedir.

  Emine AKTEN
Bağımlılık Danışmanı ve Rehabilitasyon Uzmanı






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dansın Tarihçesi, Türklerde Dans Kültürü ve Dans Türleri... Vals..Tango..Çarliston..ve diğerleri

HOMOSEKSÜELLİK (EŞCİNSELLİK)-BİSEKSÜELLİK-HETEROSEKSÜELLİK- Erkek ve Dişi farklılıkları

Endülüs Emevîleri zamanında İspanya’nın Kurtuba (Cordoba) şehrinde yaptırılan muhteşem CORDOBA cami.