BAĞIMLILARIN HİKAYELERİ

       

     Bugün sadece spontan bir şekilde yazmaya karar verdim..Ben Üsküdar Üniversitesinde "Bağımlılık Danışmanlığı ve Rehabilitasyon"  yüksek lisansı okuyorum.Bu bölümü tercih etme nedenim,  beyinsel fizyoloji, beyinsel aktivite, psikoloji, fizyoloji, nörobiyolojiyi  sevmem en büyük neden  olmuştur. İyi kide seçmişim çünkü bu bölümü okurken çok zevk aldım. beynimizin içindeki ayrı o muazzam dünya beni çok daha fazla etkiledi.Daha fazla içine girmeme, daha fazla bu konuya kafa yormama neden oldu. Beyni ilgilendiren herşey çok etkileyici.

     Sizinle paylaşmak istediğim şey; madde kullanan kişiler,  normalin dışında, normalin dışında diyorum belkide bizim yaşadığımız bir çok şeyi yaşarken nöral dirençlerine yenilmelerinden dolayı normalin dışında tabirini kullanıyorum,  normal insanların aksine yaşadıkları ile çok fazla mücadele edemediklerinden madde kullanımına yönelmeleridir. Mücadele edecek, hayır diyecek durumları kalmadığı için bunu kullandıklarına şahit oldum. Hepsinde ayrı bir çok travma var, kimisi yanlız, kimisi çok kalabalık, kimisi çok derin, kimisi ezilmiş,  kimisi kendini herkes ten herşeyden farklı gören, kimisi kimseye benzediğine inanmayan... bir çok karakter...Tek gerçek herkesin bir varoluş nedeni; yaşama nedeni, çıkış yolu bulması ve o yolda gitmesi::...

       Bir kız tanıdım bugün; çok genç: diyor ki anneme o kadar kızdım ki ona kızgınlığımdan ESRAR içtim:hikayesini dinliyorsun sadece kendini düşünen; çocuk ayrımı yapan; vakit ayırmayan; sevmeyen; ilgilenmeyen, yargılayan; suçlayan; küçük düşüren bir anne....Nasıl yapar diyorsunuz? yapar işte..çocuğunuzu bu kadar yanlız başına bırakırsanız yapabileceği şeylere inanamazsınız...

    Yine  başka bir genç; baba, anne varken başka bir kadınla başka bir hayat kuruyor; kadını travmatik bir şekilde ailenin yanına yaşaması için getiriyor, çocukları ile ilgilenmiyor; maddi imkanları varken bunu  ailesi için harcamak yerine başkalarına harcayarak bitiriyor, sadece kendi hayatını önemseyerek yaşıyor..Buna çok kızan ve tepki gösteren genç erkek çocuk, içmeye gidiyor. Kendini 18'inde, bir çok maddenin kollarına bırakıyor. Ailesinden görmediği sevgi ve ilgiyi maddelerde, onu kullanan diğer arkadaşlarında arıyor. Yanlış anlaşılmasın maddeyi övmüyorum sadece insanlar bunları neden kullanıyor?? düşünelim.onları dışlayıp cezalandırmayalım....daha çok ölüme ve yok oluşa terk etmeyelim. herkes eroinin; kokainin; esrarın; alkolün vücudumuza özellikle beynimize nasıl zarar verdiğini biliyor.

    Anneler; Babalar.....çocuklarımıza sahip çıkalım..onlar sadece bizin çocuklarımız değil..onlar bir birey; toplumu oluşturacak kişiler..sizin için önemsiz birşey onun için çok önemli olabiliyor. Sonuçta "bizler çocuk olduk ama onlar büyük olmadı".  sevgimizi; ilgimizi; övgümüzü; onlardan esirgemeyelim.... Sürekli eleştirmeyelim...iyi modeller olalım..destekleyici; besleyici olalım...onları suçlamak yerine anlayalım..şunu bilin ki bir çocuğu 18 yaşına geldiğinde değiştiremezsiniz:O zaman çok geç olur. Çocuklarımızı, doğduğu andan, hatta çocuk yapma fikri ortaya çıktığı andan itibaren önemseyelim ve sağlıklı bir birey olacak gibi yetiştirelim. İnanın herkesin çocuğu olması geremiyor. Bakamayacak,  ilgilenmeyecek, sevemeyecek, paylaşamayacak, tahammül edemeyeceksek çocuk yapmanın ne anlamı var...

   Evet biraz kızgın biraz küskünüm.sonuçta onlar bu yolu seçmek zorunda kalmamalılar...seçtiyseler de yanlız mücadele etmelerine bırakılmamalılar.....
..çok iyi kalpli, erdemli, empatik, merhametli çocuklar yetiştirebiliriz...BU MÜMKÜN ..




  

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dansın Tarihçesi, Türklerde Dans Kültürü ve Dans Türleri... Vals..Tango..Çarliston..ve diğerleri

Hukuk Devleti Nedir - Hukuk Devleti Kavramı

HOMOSEKSÜELLİK (EŞCİNSELLİK)-BİSEKSÜELLİK-HETEROSEKSÜELLİK- Erkek ve Dişi farklılıkları