EŞ SEÇİMİ VE ALDATMA-neden aldatılır-neden aldatır




      İnsanlar hayatları boyunca beraber olacağı insanı seçer...Bu seçim bazen kendi seçiminiz, bazen başkalarının seçimi olarak cereyan eder. Her ne olursa olsun beraber yaşanılacak zamanı en güzel, sağlıklı ve doyurucu yaşamak için doğru insanla beraber olmak gerekir. Tabiki öyledir ancak,  bu okadar kolay bir seçim değildir. Çoğu zaman ciddi yanılgılar ve travmalar yaşamamıza neden olur. bazen de havalara uçuracak kadar çok güzel yaşanır. dünyanın en zor şeyidir evlilik. iki farklı beden ve ruhun aynı yere hapsolması, aynı zorunlulukları yaşamak zorunda kalmaları..yada  büyüleyici bir şölene dönüştürmek ..ikisi de mümkün Şu bir gerçek ki mükemmeli siz yaratabilirsiniz. asla başkaları değil..en başta iki kişininde yapıcı ve olumlu olması gerekliliği asla unutulmamalı...!!!!!.


    Şimdi eşimizi seçmede nasıl ve ne gibi bir yol izleriz, genetik yapımız, hrmonlarımız nasıl çalışır..nasıl karar veririz. onun üzerinde duracağım.hayvanlardaki eş seçimi ni de  örnekleyerek..

     Hayvanların eş seçimi ile insanların eş seçimi arasında büyük fark vardır.  Feromon ismi verilen hormon; idrar ve terde bulunan erkek söz konusu ise testesteron, dişi bireylerde ise östrojen kokusu yayan hormondur. Bu feromonik koku insanlarda en çok burun bölgesinde, koltuk altında ve genital bölgede bulunan bezlerden salgılanır. Dudak dudağa öpüşmenin de en akla yakın izahı burun bölgesindeki feromonik kokuyu daha fazla alabilmek için yakınlaşmaktır. Hayvanlar bu feromonik kokuya insanlardan daha fazla duyarlıdır. hayvanlar öpüşemediği için burunlarını birbirine yakınlaştırır. eş seçiminin temel kriteri bu feromonik kokudur.

    Bir deney:şayet bir erkek deney hayvanının testislerini çıkartıp, bir ay beklerseniz erkek hayvanın vücudunda dolaşan testesteron hormonu kaybolur ve feromonu salgılanamaz.ardından bu deney hayvanının tüyleri üzerine dişi hayvanın idrarını dökersek, idrarın içindeki feromonlar nedeniyle, diğer erkek hayvanlar bu testisleri olmayan erkeği dişi olarak algılar ve çiftleşmeye çalışır.

    İnsanlar yaklaşık 1000 ayrı kokuyu ayırt edebilir çünkü burun bölgesinde her bir kokunun ayrı reseptörü vardır. hayvanların koku alma merkezi üst dudak ile üst damak arasındadır.

    insanlarda eş seçim süreci için son dönemlerde çok popüler bir deney var. erkeğin koltuk altına bir ped konup erkeğin kokusunun buna geçmesi sağlanıyor.bu pedler kadınlara koklatılıyor bazıları hoş bazıları çok itici buluyor.

    İnsan hücrelerinin üzerinde  kişinin hücrelerinin kimlik kartı görevi gören HLI adlı bir  protein bulunur.  organ nakillerinde bakılan bu proteindir.ne kadar uygunsa okadar doku uyumu vardır denir.Karşı cinsin ter kokusunu beğenen kişiler arasında HLA benzerliği en azdır.beğenmeyenler arasında ise en yüksektir.yani beğendiğimiz koku sahiplerinin HLI yapıları arasında benzerlik bulunmamaktadır  yada  çok azdır. Peki neden böyle oluyor bize en az benzeyeni seçiyoruz.çünkü farklı gen yapısındaki kişiler ile çiftleşme tercihi, çeşitlilik yaratarak büyüme ihtimalini kuvvetlendirir.örneğin herkes uzun boylu olsaydı buzul çağında tek bir insan ayakta kalamazdı.kısa boylarda ısı kaybı uzun boylulardan daha azdır. Doğa birden çok biçimin bulunmasını ister..feromun yoğun olduğu diğer bir sıvı gözyaşıdır. Kadınların hüzünlü anında salgıladıkları gözyaşı alınıp, hiç bilmeyen erkeklere koklatıldığında, erkeklerde kandaki testesteronun azaldığı, beyindeki cinsel uyarının durduğu gözlenmiştir.

    Feromon dışında eş seçiminde önemli bir kavram da "normallik" "ortalamalık" dır. yani, makul niteliklere sahip olmaktır..

    Diğer bir eş seçme sebebi "yüz ve vücut simetrisi"dir. Burun büyüklüğü, eğriliği, küçüklüğü, eller, kollar, bacaklar, vücut..güzellik ve beğeni algısını etkiler.daha da önemlisi sağlıklı nesiller için  ediliyor.Dolayısıyla insana dair algılar fiziki estetik, genetik sağlamlık gibi kalıplardır.

   Eş seçiminde bir etken de "homoloji" kavramıdır.yani uzun boya uygun, kısa boya uygun, şişman veya zayıf beden yapısına uygun  eş seçimidir.

   Aldatma :  Bireyleri bir birine bağlayan, aidiyet duygusu oluşturan "oksitosin" hormonudur. Yabancı biriyle karşılaştığımızda, limbik sistem emniyet için evvela çekingen kalmayı, tedbirli davranmayı salık verir. fakat sıcak bir ses tonu, gülümseme, belki dokunuş, mimiklerdeki samimiyet ve sıcaklık "oksitosin" salgılanmasına dolayısıyla  amiglada tarafında gönderilen endişelerin baskılanmasına ve karşı tarafa güven duygusu duyulmasına neden olur.

   Çok eşlilik, aldatma beyin deki oksitosin reseptörlerinin sayısının az olmasından kaynaklanır, doyumsuzluk oluşturur.dolayısıyla kişiye genetik olarak gelen dopamin, oksitosin reseptörlerinin azlığı o kişinin zevk alma, keyif alma gibi davranışlarını olumsuz etkiler. Mutluluk; genetik eğilimdir. bilişsel tedaviler ve ilaç tedavileri ile hormon seviyeleri yükseltilmeye çalışılsa da belli seviyelere kadar ilerleme kaydedilebiliyor.

   Dışardan oksitosin takviyeleri ile aldatma azaltılarak, eşe bağlılık sağlanabilir, arttırılabilir ancak beynimiz diğer bağımlılıklarda olduğu gibi çok fazla haz almaya odaklıdır.o nedenle potansiyel ikinci bir eş adayı varsa, güldüren, mutlu eden, güzel yemekler yapan, mutlu hissettiren... diğer eşin terkine neden olabilir...  

     Neyazıkki genetik yapı,  cinsler arasında adaleti yok eder....



   

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dansın Tarihçesi, Türklerde Dans Kültürü ve Dans Türleri... Vals..Tango..Çarliston..ve diğerleri

Hukuk Devleti Nedir - Hukuk Devleti Kavramı

HOMOSEKSÜELLİK (EŞCİNSELLİK)-BİSEKSÜELLİK-HETEROSEKSÜELLİK- Erkek ve Dişi farklılıkları